Ballıbabagillerden olan adaçayı (Salvia officinalis),
dişotu ve meryemiye adları ile de tanınır. 30-70cm boyunda olan
bitkinin menekşe renkli çiçekleri halka dizilişlidir.
Karşılıklı
olan beyaz keçeli yaprakları gümüş gibi parıldar ve acımtırak,ıtırlı
bir koku yayarlar. Bahçe adaçayı, güneşli bir yerde yetiştirilmelidir.
Don olayına karşı duyarlı olduğu için, kış boyunca çam dalları ile
örtülmesi doğru olur. Ülkemizde İzmir bölgesinde bahçe adaçayı yetiştirilmektedir.Bir
başka cins olan çayır adaçayı ( Salvia pratensis -Salvia tribola),
çayırlarda, bayırlarda ve meralarda yetişir. Çevresine ıtırlı hoş
bir koku yayan mavi menekşe renkli çiçeklerin pırıltısı uzaklardan
seçilebilir. Çayır Adaçayı (Anadolu adaçayı) batı ve güney-batı
Anadolu'da bol olarak yetişmektedir. Anadolu adaçayından "
elma yağı " veya "
acı
elma yağı " denilen yağ da üretilmektedir. Bu tür adaçayı
da kimyasal yapı ve tedavi etkisi bakımından tıbbi(bahçe) adaçayına
benzemektedir. Fakat burada tanıtmaya çalışacağımız
bahçe adaçayı (tıbbi adaçayı) ise, şifalılık bakımından daha etkilidir.
Toplama/Kurutma : Bitki yaprakları çiçeklenme öncesi, Mayıs-haziran
aylarında toplanır. Etken maddelerinin doruğa ulaştığı öğlen saatlerinde
toplanan yapraklar, gölgeli ve havdar bir yerde kurumaya bırakılır.
İyice kuruduktan sonra ince kıyılarak, hava almayan kaplarda saklanır.
Bileşim : Eterli uçucu yağlar, %30 Thujon, %5 Cineol,
Linalol, Borneol, Salven, Pinen ve kafur; Tanenler, triterpenoitler,
flavonlar; Östojen benzeri maddeler; reçineli bileşikler içerir.
Bu bitkinin çiçekleri, gargara ve adaçayı sirkesi
yapmak için toplanır (bir avuç çiçek, doğal sirkenin içinde
bir süre bekletilir ) ve elde edilen sirke, uzunca bir süre hasta
yatağından kalkamayan kişilere rahatlatıcı ve canlandırıcı anlamda
sürülerek, masaj yapılır. Yapraklar daha çiçeklenme başlamadan,
mayıs ve haziranda toplanır. Bitki kuru ve güneşli günler boyunca,
eterli yağlar oluşturduktan sonra, yapraklar öğlen güneşinde toplanır
ve gölgede kurutulur. Adaçayı, çok eski çağlarda da ünlü bir şifalı
bitki olarak tanınırdı. 13. Asırdan kalma bir dizede şöyle deniyor
: Eğer dikmişsen adaçayını bahçeye, ne gerek var ölmeye !"
Adaçayının eski çağlarda ne büyük bir övgü ile anıldığını,
çok eski bir şifalı bitki kitabından da öğrenebiliriz. Kutsal Meryemana,
Bebek İsa ile Herodesun gazabından
kaçmak zorunda kaldığında, kendisini saklamaları için, çayırdaki
tüm çiçeklerden yardım istemiş, ama hiçbir çiçek ona yanıt vermemiş.
İşte o zaman adaçayı eğilmiş ve Meryemana sığınacak bir yer bulmuş.
Onun sık ve koruyucu yapraklarının arasına girerek Herodesun askerlerinden
saklanmış ve askerler onu görmeden geçip gitmişler. tehlike geçiştirildikten
sonra, saklandığı yerden çıkan Meryemana, tatlı sesiyle adaçayına
şöyle demiş : Bu andan sonra sonsuza dek insanların en çok sevdiği
çiçek sen olacaksın. Seni, insanları tüm hastalıklardan koruyacak
kadar güçlü kılıyorum. Bana yaptığın gibi, onları da ölümden kurtar
! İşte o zamandan beri adaçayı, insanları iyileştirmek ve onlara
yardım etmek için her yıl yeniden çiçekleniyor.
Adaçayı sıkça içildiğinde tüm bedeni
güçlendirir, kalp krizi tehlikesini azaltır ve kötürümlüklerde çok
yaralıdır. Gece terlemelerinde ve aşırı terlemelerde, lavanta
çiçeğinin yanı sıra, yardımcı olabilecek tek bitkidir. Gece
terlemesine neden olan hastalığı iyileştirir ve bu hastalıkla el
ele giden aşırı güçsüzlüğe, canlandırıcı etkisi sayesinde
son verir. Hastalık sonrası güçsüzlük hallerinde başarıyla kullanılabilir.
Pek çok doktorun, adaçayının değerli özelliklerini artık iyice tanımış
olduklarını biliyoruz. Onu kramplarda, omurilik rahatsızlıklarında,
beze hastalıklarında ve organ titrekliklerinde büyük bir başarıyla
kullanıyorlar. Yukarda belirtilen hastalıklarda, günde 2 su
bardağı çay yudumlanarak içilmelidir. Adaçayı, hasta karaciğeri
de çok olumlu etkiler, onunla ilgili tüm rahatsızlıkları giderir
ve gazları yok eder. Kan temizleyici etkisi vardır. solunum
organlarını ve mideyi balgamsı salgılardan temizler, iştah açıcıdır.
Mideyi ve bağırsakları rahatlatır, gazların dışkılanmasını sağlar.
Kramp çözücü etkisi sayesinde, ishalde çok rahatlatıcıdır.
Böcek sokmalarında, sokulan bölgeye adaçayı yaprağının tozu
uygulanır. Adaçayı, dıştan uygulandığında, yaprağın tozu uygulanır.
Adaçayı dıştan uygulandığında (
Çalkalama ve Gargara
), bademcik iltihabı, boğaz hastalıkları, diş iltihaplanmaları,
yutak ve ağız boşluğu iltihaplanmalarında veya ülserlerinde özellikle
önerilir. Eğer zamanında adaçayı kullanılmış olsaydı, pek çok çocukta
ve yetişkinde bademcik ameliyatına gerek kalmazdı.
Bedenimizin,polisleri olarak, zehirli maddeleri yakalayan ve zararsız
hale getiren bademcikler alındığında, ağızdan giren zararlı maddeler
doğruca böbreklere ulaşırlar. Adaçayı, sallanan dişlere, dişeti
çekilmesine ve kanamasına karşı da (
Çalkalama
ve Gargara ) başarıyla kullanılabilir veya bitki çayına batırılan
pamuk hasta bölgelere uygulanır. Ayrıca dıştan kullanımda da, gargara
ve çalkalamaların yanı sıra yara kompresi olarak da kullanılabilir.
Sinirli ve yorgun olan kişiler ve dölyatağı (rahim)
hastalığı çeken kadınlar arada sırada
adaçayı
oturma banyoları almalıdırlar. Zayıf ve güçsüz çocuklara balla
tatlandırılarak içirilir.Şifalı bitki olarak kullanılmasının yanı
sıra, adaçayının çok değerli bir baharat olduğunu ve böylece mutfaklara
girdiğini de unutmamak gerekir.
UYARILAR: Adaçayının Adaçayının
Adaçayının aşırı kullanımında kan basıncı yükselebilir. Dölyatağı
(Rahim) kaslarını uyardığı için, gebelik sürecinde kullanılmaz.
Annelerin süt üretimini durdurur. Önerilen dozajlara uyulduğunda,
bilinen başka bir yan etkisi yoktur.
Kullanım Biçimleri :
Çay hazırlamak : Yarım veya bir tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış
kuru yaprak, bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır ve üstü
kapalı olarak 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak
içilir. Taze bitki kullanılması durumunda 4-5 dakika demleme süresi
yeterlidir.
Çalkalama/Gargara: 2-3 tatlı kaşığı kurutulmuş ve ince kıyılmış
yaprak, 2 bardak soğuk suya eklenir ve ateşe konur. kaynamaya başlayınca
ocaktan indirilir ve üstü kapalı olarak 15 dakika demlendikten sonra
süzülür. Günde pek çok kere 5-10 dakika süreli gargaralar yapılır.
Tentür Kullanımı : Günde 3 kere, 15-20 damla kadar D' inceltisinde ki
tentür, yarım kahve fincanı suya eklenerek alınır. Çay olarak kullanılabildiği
her yerde tentür de kullanılabilir.
Karışımlar:
Gargaralarda ve çalkalamalarda kekikle
, sindirim sorunlarında ise
Mayıs papatyası
ile eşit oranda karıştırılır.
Adaçayı Sirkesi : Geniş ağızlı bir şişe, boğazına kadar
çayır adaçayı çiçeği ile doldurulur, çiçeklerin üstüne çıkacak kadar
doğal üzüm sirkesi eklenir ve şişe 14 gün güneşte veya sıcak bir
ortamda, arada bir çalkalanarak bekletilir ve süzülür.
Oturma banyosu : İki avuç dolusu yaprak soğuk suda gece boyunca
bekletilir. Ertesi gün kaynama derecesine kadar ısıtılır, 5-6 dakika
demlendikten sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir.
Şifalı Bitkilerin Kullanım Biçimleri,
Şifalı Bitkilerin Toplanmaları
Elma Yağı (Acı Elma Yağı) :
Anadolu adaçayı (Salvia triloba L.) türünün yapraklı ve çiçekli
dallarından su buharı distilasyonu ile elde edilen uçucu yağdır.
Ülkemizde özellikle Muğla ve Fethiye bölgelerinde elde edilmektedir.
Sarımsı veya renksiz, özel kokulu ve yakıcı lezzetli bir sıvı olup
%60 kadar sineol taşımaktadır.Gaz söktürücü, sindirim düzenleyici,
ter kesici ve idrar arttırıcı özellikleri vardır. Dahilen küçük
miktarlarda (günde 3-5 damla), 1 fincan suya damlatılarak içilir.
Yüksek miktarlarda zararlıdır. Haricen yara iyi edici, antiseptik
ve karın ağrısına veya gaz söktürmek için kullanılmaktadır.
Bu yağa "Elma Yağı" denmesinin nedeni, bu yağın elde
edildiği Salvia triloba türünün bazı dalları üzerinde, küçük bir
elmayı andıran, esmer-yeşil renkli mazıların bulunmasıdır.
Sayfa
Başı
Referanslar:
1- "Gesundheit aus
der Apotheke Gottes" "Tanrı'nın Eczanesinden Sağlık",
Maria Treben
2- Türkiye'de Bitkilerle Tedavi, Prof.Dr.
Turhan Baytop, I.U Eczacılık Fak.
3- "Bir Yudum Sağlık",
N.Eröztürk,Anahtar Kitaplar,2000
|