MESİR dilimizde gezilecek yer , gezi yeri anlamına gelmektedir. Anadolu
ve Ön Asya'nın çok eski bir geleneğinden gelen Mesir'in 5000 yıl öncesinde
bile örneklerine rastlamak mümkün. Genel Tıp kitaplarının bir kısmında
mesir'e benzeyen bir macunun Sümerliler zamanında kullanıldığını
yazmaktadırlar. İlk defa Sümerliler ünlü şehirlerinden biri olan NİPPUR da
ana maddesi İSİN olan bir otla çeşitli baharatları kaynatarak bir macun
elde edip bunu altın kapta saklayarak ilkbahar aylarının başlangıçlarında
hastalara ikram ederlermiş. Aynı şekilde hazırlanmış çeşitli macunların
dertlere şifa olması amacıyla Ön Asya ve Anadolu medeniyetlerinde
dağıtıldığı kaynaklarda belirtilmektedir.
Mesir Macunu; Mutasavvıf Hekim Merkez Efendi tarafından bulunmuştur.
MESİR MUCİDİ MERKEZ EFENDİ
500 Yıla damgasını vurmuş olan bir olayın kahramanından bahsetmeden
önce devre damgasını vurmuş olan zamanının büyük hekimi Merkez Efendinin
hayatından biraz aktarımda bulunalım.
Merkez Efendinin asıl adı MUSLİHİDDİN EFENDİ 15 yy. ikinci yarısında 1460
yılında Denizli'nin Buldan ilçesine bağlı Sarımahmutlu köyünde doğmuştur.
Ailesinin Selçuklu Germiyanoğullarının bir koluna bağlı olduğu tahmin
edilmektedir. İlk öğrenimini babası Hafız Mustafa Efendinin yanında
tamamlamıştır. Daha sonraki öğrenimi için babasının yakın dostu olan
zamanın ünlü bilginlerinden Hızır Ahmet Paşanın yanına Bursa'ya gitmiştir.
Burada İlk ve orta öğretime karşılık gelen zamanın ilk medrese öğrenimine
başlar ve başarı ile tamamladıktan sonra hocası tarafından zamanının en
ideal üniversitesi olan İstanbul Fatih Medresesine kayıt yaptırır.
Buradan müderris (Hoca) ünvanı alarak mezun olur. Uzun yıllar İstanbul
ve çevresindeki illerde öğretmenlik yapar.
MERKEZ EFENDİ BİMERHANEYİ KURUYOR
1520 yılında Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Yavuz Sultan Selim'in eşi
HAFZA SULTAN eşinin ölümünden sonra oğlu Kanuni Sultan Süleyman'ı Manisa
Valiliğinden alarak İmparatorluğun başına getirir. Kendisi bir süre daha
Manisa'da kalarak kendi adına inşaa ettirilmesini istediği eşinin cami ve
külliyesini tamamlamaktır.
Hafza Sultanı'ın isteği titizlikle inşaa edilen bu ilim, kültür ve
sosyal kurum başına otoriter , konusunda bildigi , uzman bir kişiyi
getirmektir ve sonunda Merkez Efendi Manisa'ya tayin edilir. 1523 yılında
başına geçtiği Sultan Camii ve Külliyesi oluşturan birimler; Sultan cami ,
medrese , Sıbyan mektebi , imarethane ve hamamdan oluşmaktadır.
Merkez Efendi Manisa'ya yerleştikten kısa bir süre sonra halkın
sorunları ile yakın ilgilenmeye başlar. Hasta olanlar için çeşitli
otlardan ilaçlar yaparak onları iyileştirir. Bu çalışmalar üzerinde
imarethanenin bir kısmı BİMERHANE'ye (Sağlık Bölümü ve Revir)
dönüştürülür. Hastalar artık burada tedavi edilmeye başlar. Bir süre sonra
burası yeterli gelmemeye başlar. Merkez Efendinin talebi üzerine saraydan
ödenek gönderilerek 1526 yılında bugünkü yerinde BİMERHANE'nin
DARÜŞŞİFA'nın bir kısmı
inşa edilir. Buraya BİMERHANE, DARÜŞŞİFA,
TIMARHANE, ŞİFAHANE isimleride kullanılmaktadır. Burası yapısı ve
kullanımı itibari ile tam teşekküllü her tedavinin yapıldığı bir
hastanedir. Günümüzde buralara değişik yakıştırmalarda bulunulmakta
buraların yalnızca akıl hastaneleri olduğu aktarılmaktadır. Ancak tarihi
kayıtlardan incelendiğinde bu tür yerlerin tam bir hastane olduğu ortaya
çıkmaktadır.
Darüşşifa'nın açılmasında kısa bir süre sonra Manisa Valisi Şehzade
Mustafa'ya Kanuni Sultan Süleyman tarafından acil bir mektup gelir. Hafza
Sultan'ın bir hastalığa yakalandığını ancak tüm doktorların çabasında
rağmen iyi edilemediği yazılıdır.
MESİR MACUNU BULUNUYOR
Merkez Efendi'ye durum bildirirler. Bunun üzerinde yoğun bir çalışmaya
başlar. Sonunda 41 değişik baharattan ürettiği macunu tarifi ile beraber
saraya gönderir. Hafza Sultan, üretilen bu macun ile sağlığına tekrar
kavuşur. Bu olaydan sonra Merkez Efendinin ünü imparatorluk sınırlarını
aşar.Merkez Efendi bu durum üzerine Manisa iline ekonomik katkıda
bulunabilecek bir plan hazırlar;
-
Her yılın belli bir gününde sergi düzenleyerek, bu sergide bizzat
halkın kendi el emeği ürünleri tanıtmak,
-
Civardan gelen halkın Manisa'ya ekonomik ve sosyal canlılık
getirmesini sağlamak,
-
Bunun için buraya gelen halkın, sağlığını korumak ve macunu
yiyenlerin 1 yıl boyunca zehirli böcek sokmalarından korumak amacıyla
macunun dağıtılmasını sağlamak,
-
Spil dağı eteklerine kurulmuş olan Manisa'nın Gediz ovasına kayarak
halkın birbiri ile dayanışmasını sağlamaktır.
Mesir Macununun halka saçılacağı ve bu planda anlatılanların yapılacağı gün olarak
da 22 Mart tespit edilir. İran
Mitolojisine göre bahar bayramı kabul edilen bu gün seçildiği belirtilir.
Kimilerine göre de bugünün Hz. Ali'nin doğum günü olduğu da
söylenmektedir. Ancak halk içerisinde yaygın olarak bilinen Bahar
bayramına denk getirilmesidir.
Kesin olmamakla beraber ilk mesir macunu dağıtımının 1527 - 1528 yıllarına
rastladığı sanılmaktadır. 1529 yılında Şeyhinin ölümü üzerine Merkez
Efendi İstanbul'a giderek yerine geçmiş ve burada eğitim vermeye devam
etmiştir.
MESİR MACUNUN YAPILIŞI
Mesir macunu 41 değişik baharattan oluşmaktadır. Bu baharatlardan
bazılarına örnek verelim;
ANASON: İştah açıcı ve karminatif olarak kullanılır. Karminatif etki
bağırsaklardaki fermantasyona engel olmasından ileri gelir.
HİNDİSTAN CEVİZİ ve BEŞBASE: Kaynatılmış suyu mide ağrılarına iyi
gelir. Etkisi bileşimdeki uçucu yağlardan ileri gelir.
ÇİVİT: Halk arasında kabakulak ve pnömonide iyi gelir. Bebeklerin ağız
mukozasındaki ağrılı yaraların tedavisinde kullanılır.
ÇÖPÇİNİ: Kökünün kaynatılmış suyu egzamada kullanılır. Bileşimindeki
tanenden dolayı astrenjan etkisi vardır.
ÇÖREK OTU: Gaz söktürücü olarak kullanılır.
DARFÜLFÜL: Bedeni ısıtıcı ve öksürük kesici olarak kullanılır
HARDAL TOHUMU: İştah açıcı ve mideyi yatıştırıcı olarak toz halinde
kullanılır. Cilt hastalıklarında iltihabı ve ağrı giderici etkisi vardır.
HAVLİCAN: Öksürük kesici ve ağız kokusu giderici olarak kullanılır.
Sindirimi kolaylaştırır, gazı dağıtır, balgamı giderir.
HİYARŞENBE: Müshil olarak kullanılmaktadır. Bileşiminde antrekion türevi
vardır.
KAKULE: Lezzet verici , gaz söktürücü, iştah açıcı olarak kullanılır.
KARABİBER: Öksürük kesici, uyarıcı ve baharat olarak kullanılmaktadır.
KARANFİL: Ağız kokusu giderici, diş çürüklerinde ve ağrılarında
kullanılır. Bileşimindeki karanfil esansı antiseptik ve ağrı gidericidir.
KEBABE: İdrar ve solunum yolları antiseptiği olarak kullanılır.
KİMYON: Baharat, gaz söktürücü, iştah açıcı ve terletici olarak
kullanılır.
Mesir macunun asıl kullanımında bulunan baharat çeşitlerinin bir
kısmının doğa da artık bulunmuyor olması nedeni ile mevcut baharatlar ile
bu işlem yürütülmektedir. İşte kullanılan diğer baharat çeşitleri;
Yenibahar, Zencefil, Galanya, Krem tartar, Kişniş, Havlıcan, Anason,
Sakız, Safran, Tarçın, Udülkahr, Hardal, Misrafi, İksir, Meyan Kökü,
Kalemi barit, Tiryak, Sarı helile, Kara helile, Raziyane, Zerdecub
MESİR MACUNUNUN TIBBİ DEĞERİ
Yukarıda bazılarını saydığımız bazı bitkilerin farmakolojik özellikleri
göz önünde bulundurularak macunu iştah açıcı, gaz giderici, barsak
paristalizmi arttırıcı, idrar yaptırıcı, uyarıcı ve afrodizyak etkileri
taşır. Eski hekimlerin düşüncelerine göre insanların kışın kuru gıda
aldıklarından kanları koyulaşır, pislenir, iç organları çalışma düzenini
kaybeder. Bu nedenle insanların sıvı dengesini ayarlamak gerekir.
İlkbaharda yeşil, taze bol gıda ortaya çıkınca o devrin insanları kan
aldırmak, lavmanla bağırsakları boşaltmak, divretiklerle bol idrar yaptırmak
sureti ile vücudun dengesini kendilerine göre ayarlarlardı. Bu işe gecenin
ve gündüzün eşit olduğu nevruz gününde başlamak gerekirdi. Hipokrat'tan
beri gelen ve hekimlerce kabul edilen dört unsur teorisinin bir
neticesidir.
MESİR MACUNUNUN FAYDALARI
İştah açıcı; gaz giderici, kuvvet verici, idrar yaptırıcı, yorgunluk
giderici, hormonları hareket ettirici etkileri vardır. Bunların yanı sıra
zehirli hayvan sokmalarına karşın bir etkisi de mevcuttur.
Halk arasındaki bazı inanışlardan alıntılar vererek yazımıza nokta
koyalım.
- Bu macundan kim yerse yesin o yıl boyunca hiçbir zehirli hayvan
sokmaz.
- Nevruz günü ağır hastalar bile yese iyi olur.
- Macunu yiyen gelinlik çağındaki genç kızlar o yıl içerisinde
evlenirler.
- Macunu yiyen o sene boyunca bütün hastalıklardan korunur.
- Cinsi kuvveti arttırdığına inanılır.
- Çocuğu olmayanlar alırsa arzuları gerçek olacağına inanırlar.
- Çocuk hastalıklarına iyi gelir.
|